Sıcacık bir kahveden yükselen güzel kokular eşliğinde
keyifli bir okuma vaat ediyor Soğuk Kahve.
İronik ve mizahi olduğu kadar keskin bir dil. Belki de
çoğumuzun gündelik hayatında olan konuları anlatırken sizi ters köşeden bir
bakış açısına yatırıp golü ustalıkla atıyor. Hınzır bir zekânın ürünü olan
cümleleri sizi gülerken duygulandıracak, çoğu zamansa hayretler içinde
bırakacak.
(y:27381)
Batman kendi deyimiyle numune bir adam. En azından
yazdıkları öyle. Kolay kolay kimseden duyamayacağınız, cesaret isteyen şeyleri
açıkyüreklilikle söylüyor okura. Özellikle kadın erkek ilişkilerinin üzerindeki
pembe tozu üfleyip altında yatan siyahları ve beyazları soğukkanlılıkla
gösteriyor. Ne her erkek bir Romeo, ne de her kadın bir Juliet.
(y:15499)
Topuklu ayakkabı mı yoksa ben mi?
Bir kadını zorlayan bir soru olabilir.
''Çikolata mı ben mi?'' sorusu kadar olmasa da zorlar.
Sizler topuklu ayakkabısı ayaklarını vuran kadınlarsınız.
Topuklarınızın altında kâğıt mendiller var.
Bazılarınızın gözyaşlarını silen mendiller işte, yabancı
değiller.
O mendiller hep canınızın yandığı yerlerde...
Çok adisiniz pembe rujlar, çekici kılıyorsunuz dudakları.
Ahmet Batman ilk kitabı olan Soğuk Kahve ile edebiyat
dünyasına oldukça iddialı giriyor. Kadın erkek ilişkilerine, aşklara daha
doğrusu hayata farklı bir açı ile bakan farklı bir kitap sizi bekliyor.
Ahmet Batman kitabında günlük hayatımızda yaşadıklarımızı
anlatıyor fakat farklı bir açıdan görmemizi sağlıyor. Bunları anlatırken hem
ironi yapıyor hem de ince iğnelemeler ile kendine göre kitaba bir mizah
katıyor.
Diğer taraftan yazar kitabında oldukça açıksözlü. İnsanların
söylemeye çekindiği şeyleri açıkyüreklilikle söylemekten çekinmiyor. Bu bir
taraftan sizi şaşırtırken diğer taraftan da gerçekler ile yüzleşmenizi
sağlıyor.
Son dönemin en ilgi çeken ve en fazla okunan yazarlarından
biri olan Ahmet Batman, Soğuk Kahve eseri ile okurlarını oldukça etkiliyor. Her
sayfasında kısa bir hikaye, sitem, arzu, hayat yada yazarından gönlünden kopan
neyse olduğu kitap günümüz gençleri için mükemmel bir eser diyebiliriz.
Kitabın sadece içindekiler kısmı 8 sayfadan oluşur. Her
sayfada güzel bir mesaj var ve hepsinin özetini çıkartmak pek mümkün değil.
Fakat bazılarından kesitler sunmak bile okurları etkilemek ve kitabın tamamını
okumalarını sağlamak için yeterli olur.
Zaten ilk sayfadaki “Aslında her yazı bir cümledir ve sen
kendi cümleni mutlaka cebine koy” sözü ile kitabın başından mesajı alıyorsunuz.
Okuyup cebinize koymak istediğiniz yada sosyal medyadan paylaşmak için can
atacağınız bir çok cümle kitabın içinde mevcut.
Daha sonra ise Sosyal Medya Otobiyografisi ile yazarı kendi
kaleminden tanıyoruz. Daha sonra yavaş yavaş derinlere inmeye başlıyoruz. Akıl
mı Kalp mi sorusuna cevap arıyoruz. “Akıl olmazdı, eğer kalp her zaman doğruyu
söyleseydi” cümlesi ile cevabı alıyoruz. Sonra yazarın lise dönemine gidiyoruz.
Tabi o zaman ortaya karışık sivilceleri ve söylemekten çekindiği cümleleri var.
O çocuk gibi severken karşısındaki sadece sevmek istiyordu.
Akılda kalanlardan biri de Çay Kaşığı. Aşktan çıkıp kahvede
çay kaşığı ile karıştırılır o yüzden neden sadece çay kaşığı denir de kahve
kaşığı denmez, onu bulmaya çalışıyoruz. Sonra bunu kendimize yoruyoruz. Tek
yönlü olmamak gerektiğini, çok yönlü olmamız gerektiğini öğreniyoruz. Bunu çay
kaşığı ile yapıyoruz tabi.
Bir çok söz var sizi derinden etkileyen. Örnek vermek
gerekirse “ben hala seni tekrar tekrar sevmek için yeniden uyanıyorum”. Sonra
Ahmet Batman’ın diğer kitabının ismi geliyor karşımıza. Sabah Uykum. Güzel bir
aşk mesajı veriyor bize. “nasılsın sabah uykum” diye mesaj atıldığında sabah
uykusunu çok seven bu adamın kendisini ne kadar çok sevdiğini anlayacak birini
arıyor.
Yolculuk ise kitabın en uzun yazısı ama en derin mesaj veren
yazısı da diyebiliriz. Ölümle yüzleşen ve kendini değil çocukları öksüz kalacak
diye üzülen babanın uyandığında öksüz kalanların babası olması anlatılıyor.
Duygulanıyorsunuz…
“Hiç kullanılmamış bir çocuk kalbi vardı bende ve kötülük
nedir bilmezdi seni tanımadan önce….”
Kitabın en eğlenceli yazısı ise Ayrılmak İçin Çok Erken. Bir
çiftin mükemmel bir ayrılma konuşmasını okuyorsunuz. Yüzünüzde bir gülümseme
oluşuyor…
“Olmadı sigarayı bırak, hem bahanen de hazır, yakacak kimsen
yok” – bu da sigara içenlere gitsin.
Kitap bu şekilde devam ediyor. Güzel sözler, güzel mesajlar,
güzel yıldızlı laf kondurmacalar, güzel farklı bakış açıları. Kitabın sonuna
doğru da soğuk kahve mesajını alıyoruz. Herkesle kahve içilmez, sadece aşık
olduğun insanla kahve içilir, bırak onu izlerken kahve soğusun, soğuk kahveyi
sırf onun yüzünden sev.
Soğuk Kahve kitabı Çok satanlar listesinde yer almaktadır.