
Yazar bu eserde;
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde üyelerin aynı sisteme göre seçilebilmesi,
bütünleşme açısından büyük yarar getireceğini vurgulamıştır. Ancak bu kolay görülmemektedir.
Çünkü seçim sisteminde ülke gelenekleri, çok önemli bir role sahiptir. Avrupa Parlamentosu’nun
Birliğin demokratikleşmesi açısında önemli bir konumda olan bir konum olması
nedeniyle yetkilerinin daha fazla olması halklarının birliğe güven duyup halkın
desteğini alması açısından da gereklidir. Bu yönden olaya bakıldığında,
parlamentonun yasama ve bütçe açısından konsey ile eşit haklara sahip olması,
demokrasi açığının azalmasına yardımcı olabilir. Parlamentonun konseyin siyasi
denetimini gerçekleştirememesi ve komisyon üyelerinin teker teker düşürme imkânına
sahip olmaması, sürekli tartışılan konular arasındadır. Bu yüzden Yazar bu tür
konuların ve sorunların çözümlenmesi, kurumsal denge açısından önemli
görmektedir.
Bu çalışmanın amacı; Avrupa
Parlamentosunun daha iyi tanınmasını sağlamaktır ve bu çalışma; giriş ve sonuç
bölümü hariç üç bölümden oluşmaktadır.
1.Bölüm
Avrupa Parlamentosu birlik içindeki yeri
ve önemi, parlamentonun nasıl bir yere sahip olduğunu anlatmaktadır. Avrupa
Parlamentosunda gelişim sürecinden ve elde ettiği yetkilere yer vermiştir.
2.Bölüm
Avrupa Parlamentosunun yapısını
işlemiş, görevlilerin hangi özellik ve yeteneklere sahip olduğu bakılmıştır.
Ayrıca içinde bulunan komisyonların ne bağlantıda olduğuna ve nasıl
yürütüldüğüne dair görüşlere yer vermiştir.
3.Bölüm
Avrupa Parlamentosu kompozisyonu, grupların
çalışma biçimlerini, gelişmeleri üzerinde durularak Avrupa Parlamentosu ilk
doğrudan seçimlerle son seçimlere kadar geçen süredeki seçim sonuçlarına ve
Avrupa Parlamentosunun konularına değinilmiştir.
Sonuç Bölümünde; Avrupa Parlamentosu içinde
durumu değerlendirmek parlamentoyla ilgili çözüme kavuşturulması gereken
konular vurgulanmıştır. Kitap çalışması ve içeriğiyle ilgili olarak; yazar
bilimsel olarak yaklaşmış içerikte kullandığı sözleşme, topluluk vb isimlerin
kısaltılmasını kitabın ilk sayasında belirtmiştir. Böylelikle kısaltılmış
kelimeleri oradan bakarak daha anlaşılır ve neyden bahsettiğini daha iyi
kavrayabiliriz.
Dili sade ve anlaşılır, anlatmaya
çalıştığı konularda ise fazla detaya girmeden okurun alması gerektiği ve bilmesi
gerekeni iyi bir şekilde ortaya koymuştur.
En önemli çalışmalardan birisi de
vurgulamak istediği konuyu okuyucuya iyi aktarıp konuya hâkim olmasını sağlıyor
olabilmesidir,
Eser; Konuya yabancı olanların
sıkılmadan okuyabilecekleri sadelikte Avrupa Birliği sürecini yaşamak
isteyenler ve az çok bilgi sahibi olanlar için ayrı bir zevkle okunacaktır.
Avrupa Parlamentosu ile ilgili
tartışmaların yapıldığı sırada yazar Avrupa’nın gelişimine ilişkin gerçek
nedenin ne olduğunu dile getirmeye çalışır. Bunu yaparken de kitabın özüne
ilişkin can alıcı bir soru sorar. Kitap üzerinde durulan bu soru Avrupa
Parlamentosunun bir sıçrayış gerçekleştirerek Avrupa Birliğine uyumu,
gelişimine, bütünleşme sürecine neden önce ulaşılamadığı meselesidir.
Belki de tüm çalışma bu soruya
verilebilecek mantıklı bir cevap oluşturma çabası üzerine kurulmuştur
diyebiliriz.
Nitekim yazarın okuma boyunca bizden
istediği Avrupa Parlamentosundan uzaklaşmanın ve yapılan antlaşmaların Avrupa Parlamentosunun
ne kadar etkili olduğunu bize göstermesi için verdiği çabadan ileriye
götürmemiştir.
Nesrin Demir: Avrupa Birliği
konularında fikir ve görüşleriyle akademik görüşlere sahip ve bu kitapla
okuyucuya önemli katkılarda bulunmuştur. Olumsuz yönüyle değerlendirecek
olursam son derece kaliteli bir eser diyemem. Aşama olarak yeni bilgi edinmek isteyen
biri için okunabilecek bir kitaptır. Dönemin partilerini, siyasetini ve
ekonomisini yüzeysel ele alarak okurda düşünceye ve tam net bilgi edinmesine
engel olmuştur.