İnsan
olmaktan yorulur bazen insan. Hayat yorar, aşk yorar, yalnızlık yorar,
kalabalık yorar, gelen yorar, giden yorar... Sana sunulan hiçbir şeye alışma bu
yüzden. Terk edenler yorar... Daha az güvenmeye, daha az sevmeye ve daha az
inanmaya tecrübe diyorlar. Ama bu tecrübe değil, tecrübeyi doğru
kullanamamaktır. Daha az güvenmek, güven sorunu yaratır. Gerektiği kadar
güvenmelisin. Daha az sevmek yalnızlığı getirir. Hak ettiği kadar sevmelisin.
Daha az inanmak inancını zedeler. Neye ne kadar inanman gerek, onu bilmelisin.
İnsanlar
terk edilerek terk etmeyi, aldanarak aldatmayı öğreniyorlar. Oysa terk edilen
sadakati, aldatılan dürüstlüğü öğrenmelidir. Hayatın getirdiği sevinç ve
mutlulukları nasıl kabul ediyorsak, onun sunacağı kederleri de aynı olgunlukla
kabul etmeliyiz. Bu dünya bir imtihan dünyası. Kaderimize yazılan her keder,
dayanma, sabretme ve inanma gücümüzü sınar. Yıkılmış, aldanmış, incinmiş,
kırılmış olabilirsin. Umutların tükenmiş de olabilir. Bu kaderindir. Kader seni
sürekli dener. Cevabını bilmediğini sandığın bir soru gibi gelir. Oysa Rabb'in
o sorunun cevabını çoktan vermiştir. Ve onun senin durumundakilere verdiği en
iyi cevap gece-gündüz ilişkisidir. Geceyi ve gündüzü düşün şimdi. Ve şunu: Her
yeni gün, bitmiş bir gecenin ardından başlar ve şahitlik ettiğimiz bitişler, göremediğimiz
nelerin başlangıcıdır kim bilir...